Okulsuz Aileler Buluşması-1. Oturum

11223795_1662897187265307_1614744365059592021_n

O kadar yoğun yaşıyorum ki bu yazı, bir kaç gün gecikti yazı, geç ola güç olmaya ❤ Yazı kaçmaz, yaz kaçar, tadını çıkartıyorum sonuna kadar 🙂

Şurada size peşine düştüğümüz bir düşten bahsetmiştim okulsuz ebeveynler olarak buluşacağımızdan hani… Buluştuk 🙂 Esasında oraya gidip oturup konuşmaya başlayana dek ne konuşacağımız konusunda hiç bir fikrimiz yokmuş, önce bunu itiraf ettik birbirimize. Bir şeyler istiyor, ortak bir kelimede “okulsuz” noktasında birleşiyoruz ancak ötesi yok, ortak bir paylaşımımız görüşmemiz hatta aramızda önceden birbirini tanıyan kimsenin olmayışı… Hepimiz soru işaretleriyle oturduk çembere.

3 aile olarak katıldık ilk toplantıya. Çocuklarımızla yeşillik üzerinde oturup “bunlar da nasıl insanlar ola ki” sorusunu içimizden tekrarlayarak birbirimizi istemsizce süzerek belki başladık konuşmaya. Birbirini hiç tanımayan insanları istanbul gibi bir yerde sorgusuz bir güvenle bir araya getirebilecek şey ancak sevgi olabilir. Çocuklarımıza duyduğumuz sevgiyle tamamlandı çember ve kendi adıma söylemeliyim ki beklediğimden çok daha verimli bir toplantı, eğlenceli bir buluşma geçirdim. Çook çok mutluyum bu etkinliği tamamlayabildiğimiz için ❤

Öncelikle parka erişip o insanların yüzlerini görüp seslerini duyana kadar taşıdığım merakla karışık endişenin ve bu buluşmanın okulsuz fikrini tamamen rafa kaldırıp yok yahu bu iş bu ülkede bizim insanımızla olacak iş değil deme ihtimalimden korktuğumu itiraf etmeliyim. Sonuç öyle olmadığı ve cesaretime cesaret umuduma umut katıldığı için bunu fütursuzca söylemekte bir zarar görmüyorum 🙂 Evet, artık bu işin zaman alarak da, emek vererek de olsa olabileceğine daha net inanıyorum. İsteğim, arzum, dileğim, düşüm inanca dönüştü bu ilk oturumla ❤ En büyük kazancım bu oldu.

Sanal ortamlarda ismi “okulsuz” olan grup ve sayfalarda insanların varlığı ve sayının fazlalığı ilk başta göz dolduruyor. Ama bu da hepimiz adına bir tespit olup ilişsin şuraya malesef o gruplardaki çoğu kişi ya meraktan “nabıyo ya bunnar burda ki” diye girmiş gruba ya da evet okulsuz fikri var ama ya şiddetle ev okulunu devam ettirme taraftarı ya da daha ilginci çocuğu hali hazırda okula devam ediyor ve bu konuyla ilgili hiç bir eforu yok. Sadece izliyoruz. Bu sebeple gruplarda ilk zamanlarda yaşadığım heyecan sönüp, yerini o ortamdaki neredeyse herkeste gördüğüm körler sağırlar birbirini ağırlar tadındaki “yav he he” ye tam da bırakırken bu buluşma bana yeni kan oldu.

Konuştuklarımızı genel çerçevede not edip sonraki oturumlar (olur umarım) gerçekleştiğinde dökümante etmenin kolay olması adına bir kaç başlık sıralayabilirim.

  • Öncelikle geniş çaplı bir tanışma süreci geçirdik. Birbirimize açık zihin ve açık yürekle sorular sorduk. Bu kısmı tatmin ediciydi. Kimse ne konuşmaktan çekindi ne de samimiyeti elden bıraktı. Bu benim için önemliydi ve içim bu konuda rahat etti.
  • Üç aile olunca tanışma konuşma ve soru cevap kısımları çok rahat ve gözlemlenebilir şekilde ilerledi. Sohbet rahattı. Buradan hareketle çok geniş toplantılardan ziyade böyle butik görüşmelerin bizler için daha hoş tatlar bırakacağı gözlemim var. Kalabalık artınca sürenin de artması gerekeceği çıkarımını yaptım. İlerisi için bu önemli çünkü çocuklarımız da akışı bölücü olabiliyor ve toparlamamız için zaman önemli.
  • Tanışma kısmından sonra hepimiz okulsuzla ilgili düşüncelerimizi, bu fikre “nasıl bulaştığımızı” 🙂 ve beklentimizin ne olduğunu anlattık. Hepimiz bambaşka sebeplerle bulaşmışız ama duygu ortak “çocuklarımızı hem fiziksel hem duygusal hem mental anlamda örseletmemek” Bu da bizi bir anda böyle kalbimizi açmış tatlı bir sohbetin içine sorgusuzca katan şey olmalı.
  • Okulsuz fikrimizi ve beklentimizi konuştuktan sonra reele döndük ve önce okulsuzun dünyadaki halini konuştuk. Versiyonları üzerine kısa bir sohbet yaptık, bizde hangisi olabilir vs kısaca geçtik.
  • Dünyadaki duruma göz attıktan sonra ülkedeki durumunun dedikodusunu yaptık 🙂 Yasa ne diyor, bu işi kaçak göçek yapanlar var mı tanıdıklarımızın durumu nedir bunu konuştuk.
  • Yasal süreçlerin içerisine girmek isteyip istemeyeceğimizi konuşurken bu noktada iki ayrı fikir çıktı ortaya
    • Dernek, vakıf vs sivil toplum oluşması, bu konuda kamu oyu oluşturmak
    • Yasal işlere, devlete hiç bulaşmadan olabilecek en soft şekilde bu işi devam ettirmek, bunun yollarını bulmak
  • İki fikrin sahiplerinin de sebepleri makul, herkes kendi değerlendirmesini çocuğunun durumuna ve kendi sosyal konumuna göre yapıyor çünkü. Örneğin benim çocuğum daha 6 aylık bu sebeple elimi taşın altına koysam ve yasal süreç uzasa bile önümde 5yıl var. Her şey olması mümkün 5 yıl içinde. Ancak Önümüzdeki yıl okula başlayacak bir çocuk olsa bebeğim bu süreç fayda getirmiyor dolayısıyla hesap bütün çocukları kurtarmaktan minimum faydaya, kendi çocuğumu kaçırmaya kayacak mecbur. Bunlar üzerine uzun uzun konuştuk.
  • KIRSALA GÖÇELİM DİYORUZ 🙂
    • Hep birlikte tası tarağı toplayıp hadi gel köyümüze geri dönelim 🙂 Bu noktada köy okullarının durumunu konuştuk. Pek çok yerde köy okulu kavramının bitirilmeye çalışıldığını, çoğunun taşımalı eğitimle yakın ilçelere ve şehir merkezine gönderildiğini, köy okulu sisteminin de ailelerin sessiz olduğu kabul ettiği yerlerde artık mümkün olmadığını biliyoruz artık.
  • Üç bambaşka ve hayatı farklı yerlerinden yakalamış ailenin birleştiği okulsuz eğitim sohbetinin benim için en özel kısmı herkesin yargısızca birbirini dinleyip farklı konularda da sonuna dek tatlı sohbeti ve bilgi alışverişini sürdürebilmesiydi. Bu gerçekleştiği için toplantıya katılan herkese şükran duyuyorum, tazelendim çünkü ❤

O arada yedik içtik elbet, akşam pikniği yaptık yeşillikte sefamız olsun 🙂 Yediğim içtiğim benim oldu gördüğümü duyduğumu paylaşıyorum gelecekteki benle ve şimdiki sizlerle, yalnız pınarın mercimekli köftesini anmadan yazıyı kapatırsam bana da yazıklar olsun! Çok lezizdi bence ❤

Bir sonraki oturumda yine güpüsgüzel yüreklerle görüşmek dileğiyle,

Devamı gele!

Güzel insanlar hazineme eklenen okulsuz bu güzel ailelere selam ola ❤

Aşkla!